Kapadokya Başka Bir Dünya

Kapadokya
Fotograf: Adem Yıldırım

Kapadokya  medeniyetler beşiği… Doğanın ve tarihin birleştiği dünyanın en güzel merkezlerinden biri… Oluşumu 60 milyon yıl önce bölgede bulunan Erciyes, Hasandağı ve Güllü Dağının püskürttüğü  lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmasıyla başlamıştır. İlk insan yerleşimi olarak paleolitik çağa kadar uzanmaktadır. Bölgede hitit uygarlığının varlığı daha sonra Hristiyan dininin etkilerini görmek mümkün. Çünkü tarihte Roma İmparatorluğunun baskısından kaçan Hristiyanların en büyük sığınağı haline gelmiştir.

Bölgede kayadan oyulmuş evler, kiliseler görülebilmektedir. Kaya içerisinde oyulmuş evlerde ve kiliselerde tarihe ışık tutacak frenksler bulunmaktadır.

Kapadokya başta Nevşehir ili olmak üzere Aksaray, Kırşehir, Niğde ve Kayseri illerini kapsamaktadır. Bu kadar büyük bir bölge olmasından dolayı belki de tarihteki en eski metropol olarak nitelendirilebilir.

Kapadokya bölgesi belki de dünyadaki doğa ve tarihin bütünleştiği en muhteşem yerdir. Coğrafi olaylar peribacalarını oluşturmuş, insanlar bu bacaların içine evler, barınaklar ve kiliseler oymuştur. Daha sonra ki süreçte evleri, barınakları, kiliseleri  fresklerle süslemişlerdir. Bu frenks süslemeler binlerce yıllık uygarlıkların izlerini günümüze taşımıştır. Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititlerle başlamasına rağmen,  insan yerleşiminin Paleolitik çağa kadar uzandığı düşünülmektedir. İpek Yolu’nun önemli kavşaklarından biri olan Kapadokya, tüm tarih boyunca ticaret kolonilerine ev sahipliği yapmıştır.

Kapadokya Tarihi

Bugün kullanılan Kapadokya kelimesi Farsça’da “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelmektedir.  Büyük İskender MÖ 332’de Persleri yener ve Kapadokya’da büyük bir direnişle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulmuştur. 1. yüzyılın ortalarında Kapadokya kralları Romalı generaller tarafından yenilip tahttan indirilmiştir.

Hristiyanlar 3. yüzyılda Kapadokya’ya geldiler. Çünkü Kapadokya o dönemde nerdeyse bir eğitim merkeziydi. 303-308 yılları arasında Hıristiyanlar üzerindeki baskı arttı. Ancak Kapadokya, baskılardan korunmak ve Hıristiyan öğretisini yaymak için ideal bir yerdi. Ayrıca yumuşak volkanik kayalara kazılmış derin vadiler ve sığınaklar, Hristiyanlar için doğal bir sığınak oldu.

4. yüzyıl, “Kapadokya’nın Babaları” olarak bilinen halkların dönemidir. Ancak Roma İmparatoru III. Leon ikonları yasakladığında bölgenin önemi doruğa ulaştı. Bu şartlar altında ikon yanlısı bazı kişiler bölgeye sığınmaya başladı. İkonoklazm hareketi yüz yıldan fazla sürdü (726-843). Bu dönemde bazı Kapadokya kiliseleri İkonoklazm etkisinde kalsa da ikon yanlısı insanlar rahatlıkla burada ibadet etmeye devam ettiler. Kapadokya manastırları bu dönemde oldukça gelişmiştir.

Yine aynı dönemde Arap akınları, neredeyse tüm Hristiyan merkezleri ve  Kapadokya’yı  etkilemeye başlamıştır.  Sonuç olarak işgalden kaçan ve bölgeye gelenler bölgedeki kiliselerin şeklini değiştirmiştir.  Kapadokya Selçuklu Türklerinin eline 11. ve 12. yüzyıllarda geçmiştir. Bölge daha sonraki dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu’nun idaresi altında geçmiştir.  Bölgedeki son Hıristiyanlar, 1924-26 Lozan Antlaşması mübadelesi nedeniyle Kapadokya’dan göç etmişler ve geride güzel mimari örnekler bırakmışlardır.

Kapadokya’da Turizm

Geleneksel Kapadokya evleri ve mağaralara oyulmuş güvercinlikler bölgenin özgünlüğünü yansıtıyor. Bu evler genellikle 19. yüzyılda kayalar kullanılarak yamaçlarda inşa edilmiştir. Kapadokya Kayası, bölgenin tek yapı malzemesidir, ve  yumuşak olduğu için kolayca işlenebilmektedir. Kapadokya kayası  hava ile temas ettikten sonra sertleşir. Ve  çok sağlam bir bina yapım malzemesine dönüşür.  Bunun sonucunda Yöresel taş işçiliği gelişerek mimari bir özelliğe dönüşmüştür.

Kapadokya Hakkında diğer makalelerimiz için tıklayınız.

https://kapadokyaalan.ktb.gov.tr/

 

 

0
Rated 0 out of 5
5 üzerinden 0 yıldız (0 inceleme)

Yorumlar

Henüz yorum yok, ilk yazan siz olun.

Yorum Yazın